Öğrencilerde bahar sendromu nedir?







Kasvetli kış mevsiminin ardından baharın gelişiyle ortalık canlandı. Ağaçlar çiçek açmaya, çevremiz yavaş yavaş renklenmeye başladı, bahar geldi.





Fakat bahar mevsimi, bazen insanlar üzerinde olumsuz etkiler de yaratabiliyor. ‘Bahar sendromu’ olarak adlandırılan durum özellikle sınava hazırlanan öğrencilerin performansını düşürebiliyor. Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak’ın bu durumdaki öğrencilere, ailelere ve öğretmenlere önerileri var.


Bu sene çok kar yağmadı ama yine de buzlu, sisli, dumanlı havalar yaşandı. Şimdilerdeyse kışın soğuk havaları yerini yağışlı, ılık hatta gereğinden fazla sıcak havalara bıraktı. Kasvetli kış mevsiminden çıktık. Bahar geldi. Fakat bahar, bazen insanlar üzerinde iyi etkiler yaratmıyor. Yorgunluk, bıkkınlık, sürekli uyuma isteği olabiliyor. Bu durum özellikle öğrenciler, hele hele sınava hazırlanan öğrenciler üzerinde kötü etkiler yaratabiliyor. ‘Bahar sendromu’ olarak adlandırılan durum, sınavlardan kötü sonuçlar almaya bile neden olabiliyor. Bunun önüne geçmek için alınabilecek önlemleri Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak ile konuştuk.





Bahar sendromu nedir?





- İnsanın içinde yaşadığı çevre ve iklim değişikliklerinin organizmayı etkilemesiyle oluşan, fizyolojik ve psikolojik belirtilerle tanımlanan bir tür ‘bahar çarpması!’ Hava ve mevsim değişikliklerinin insan biyo-ritmini olumsuz etkilediği biliniyor. Kıştan çıkan vücudumuz, baharın düzensiz ısı durumlarına göre kendini ayarlamakta güçlük çekebilir. Vücudun hormonal dengesi bozulabilir. Üstelik bahar aylarında havadaki elektrik yükü artar. Hızlı ısı değişiklikleri pozitif yanlar kadar negatif yüklü iyonların da artmasına yol açar ve bu durum var olan ya da potansiyel şikâyetlerimizi tetikler. Alerjik reaksiyonlar, solunum yolu hastalıkları, kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları, stres ve kaygı gibi.





ÖĞRETMENLERİN DUYARLI OLMASI GEREKİYOR





Bahar sendromunun belirtileri neler?





- Bahar sendromu, genellikle ‘bahar yorgunluğu’ olarak da ifade ediliyor. Çünkü daha çok halsizlik, yorgunluk, eklem ağrıları, uyku isteği gibi şikâyetler gözleniyor. Belirtiler arasında sürekli bir halsizlik, yorgunluk, bitkinlik, adale ve kas ağrıları, hareket etme isteksizliği, enerji eksikliği; çalışamama, çalışmaya konsantre olamama; okula/işe devamsızlıkların artması, geç kalma, izin isteme; sürekli uyuma isteği, uykusuzluk; sinir gerginliği, stres, toleransın azalması, mutsuzluk, isteksizlik, sıkıntı, baş ağrıları, alerjik reaksiyonlar görülebiliyor. Tüm bu belirtiler, hepsi değilse de birkaçı, ilk ve ortaöğretim çağındaki çocuklarda da ortaya çıkabilir. Özellikle sınav dönemlerinde ve öğrencilerin ‘korkulu rüyası’ merkezi sınavların yaklaşmasıyla kaygı düzeyi yüksek, hassas bünyeli ya da sinirli çocuklarda ‘bahar sendromu’ daha belirgin bir tablo olarak ortaya çıkabilir. Öğretmenlerin sınıflarındaki öğrencilerde bu mevsimde meydana gelen değişimlere duyarlı olmaları, yukarda sıralanan belirtilerin ne kadar sıklıkla ve ne yoğunlukta görüldüğünü değerlendirmeleri gerekiyor.





VELİLERE DE İŞ DÜŞÜYOR





Neler yapılmalı?





- Beslenmeye dikkat etmek gerekiyor. Meteorolojik değişiklikler yüzünden vücuttaki su oranında bozukluklar görülebildiği için bol su içilmeli. Taze meyve, sebze daha çok tüketilmeli. Özellikle B ve C vitamini zengin yiyecekler (örneğin domates, patates ve kayısı gibi) alınmalı. Düzenli uyku ve dinlenme de şart. Velilerin, öğrencilerin uyku düzenine dikkat etmeleri ve özellikle erinlik çağında, hızlı büyüme mevsimi de olan bahar aylarında, dinlenme ve yeterli uyumaları konusunda özenli olmaları lazım.





UZUN SÜRERSE UZMANA BAŞVURULMALI





Bu belirtilerin uzun süre devam etmesi durumunda öğrenciler ne yapabilir?





- Bahar sendromu belirtileri yoğun ve belli bir süre devam eden öğrencilerin psikolojik danışma uzmanına başvurması, gerekirse tıbbi bir kontrolden geçmesi için ilgili profesyonellere (Örn. Dahiliye, psikiyatri) refere edilmesi gerekebilir. Bu güzel havaların öğrencilerimizi mahvetmesini istemiyorsak, öğretmen ve veli olarak çocuklarımızın üzerinde baharın yansımalarını gözlemleyelim ve yanlarında duralım; bahar çarparsa, yıkılmasınlar!





Hangi etkinlikler yapılabilir?





- Özellikle öğrencilerin derse girmeden önce veya ders başlangıcında derin nefes alma ve birkaç dakikalık fiziksel egzersiz yapmaları sağlanabilir.





- Derste dikkat dağılıp, isteksizlik arttığında hemen bir şarkı molası verilip enerji toplanabilir.





- Nefes egzersizleri, gevşeme egzersizlerine gereksinim duyuldukça yer verilebilir.





- Derslerde daha çok öğrencileri aktif kılacak yöntem ve teknikler tercih edilebilir.





- Okulda ‘bahar şenlikleri’ gibi etkinliklerle bu belirtiler enerjiye ve aktiviteye dönüştürülebilir.





- Dershanelerin havalandırılmasına özen gösterilebilir, öğrencilerin temiz hava ve bol oksijen almaları sağlanabilir.





- Sınav kaygısı yüksek çocuklarda ‘kaygıyı azaltma yöntemleri’ konusunda psikolojik danışma oturumları düzenlenebilir.





- Baharın güzelliklerine odaklanmak, yaşamı sevmek ve geleceğe yönelik mutlu hayaller üzerinde sınıf içi paylaşımlara fırsat verilebilir.





- Piknik düzenlemek, yürüyüş yapmak, doğadaki değişiklikleri gözlemek için etkinlikler gerçekleştirilebilir.





- Okul rehberlik servisi ‘bahar sendromu’ ile ilgili bilgi verme, okul panosunu bir süre bu konuya ayırma, öğretmen ve velilerin dikkatini çekme konusunda çalışmalar yapabilir.





Tüm bu önerilere öğretmenler, kendi sınıfındaki öğrencilerinin yaş ve gelişim özelliklerine göre yer verebilir, kendileri de farklı alternatifler yaratabilir. Eğer sınıflarında alerjik bünyeli öğrencileri varsa öğretmenlerin bahar aylarında çayır polenlerinin ve çiçek tozlarının yarattığı ‘bahar alerjileri’ni de dikkate almaları gerekiyor.