YKS sınavında kaç açık uçlu soru olacak?



Yükseköğretim Kurumları Sınavı açık uçlu soru olacak mı? YKS’de açık uçlu soru var mı, yeni sınav sisteminde klasik soru olacak mı? YKS’de kaç açık uçlu soru var, bulunuyor? Açık uçlu sorular nasıl, formatları ne?

Yeni sistemin ismi detaylarıyla belli oldu. Adaylar bu seneden itibaren YKS’ye giriyor olacaklar. Yeni sistemle birlikte adayların en çok merak ettikleri konulardan biri de açık uçlu sorular.

Her ne kadar kesin bir açıklama olmasa da, yeni sistemde de açık uçlu soruların yer alacağı düşünülüyor. Yapılan açıklamada, geçen sınava göre açık uçlu sorularda bir değişiklik yapılmayacak. Bundan yola çıkarak uzmanlar, soru dağılımının şu şekilde olacağını ön görüyor:



HER TESTTE KISA CEVAPLI SORU BEKLENİYOR

Beklentilere göre, öncekine benzer şekilde Matematik Testinde 3 soru, açık uçlu ve kısa cevaplı soru olacak. LYS’dekine benzer olarak adaylar buldukları sonucu optik kağıda kodlayacak. Cevap kağıdına kodlanan cevap optik okuyucular vasıtasıyla okunacak, el ile okuma yapılmayacak. Geçen seneden yola çıkılarak, işte diğer bölümlerde yer alacak soru sayıları;

Fizik, Kimya, Biyoloji testlerinde 1’er soru
Türk Dili ve Edebiyatı Testinde 2 soru, Coğrafya-1 Testinde 1 soru
Tarih Testi ve Coğrafya-2 Testinin her birinde 1’er soru, Felsefe Grubu ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Testinde tüm adaylar için ortak olan 1 soru
Yabancı Dil Testinde 3 soru

Ayrıca eğer geçen seneki uygulama devam ederse, açık uçlu sorularda doğru cevap sayısından yanlış cevap sayısının dörtte biri çıkarılmayacak.

NEDİR BU AÇIK UÇLU SORULAR?

İlk kez adayların karşısına çıkacak açık uçlu sorular adayların kaygılarını da artırıyor. Çünkü yanlış yaptıklarında puan kaybettirmeyecek olsa da bu sorularla adaylar ilk kez karşılaşacak. Bugüne kadar okuldaki sınavları da dahil olmak üzere girdikleri tüm sınavların “çoktan seçmeli” test usulü olduğu dikkate alındığında adayların kaygısına da hak vermemek mümkün değil.

Peki nedir bu açık uçlu sorular?

YGS başvurularının başladığı gün yayımlanan 2018 ÖSYS Başvuru Kılavuzu’nda LYS’lerde açık uçlu soruların da yer alacağı ortaya çıkanca ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ömer Demir bu sorularla ilgili açıklama yapmış, ardından da ÖSYM örnek açık uçlu sorular yayımlamıştı. Buna göre açık uçlu sorular tek kelimelik cevaplardan oluşacak, aday cevabı ilgili kutucuğa yazıp kodlayacak. Matematikte en fazla 3 basamaklı bir rakamın yazılıp kodlanması gerekecek. Demir “adayın yazım okunmazsa” kaygısı yaşamaması için kodlama yaptırdıklarını açıklamıştı.

HANGİSİDİR YERİNE NEDİR?

Açık uçlu sorular çoktan seçmeli sorularda olduğu gibi “hangisidir?”şeklinde değil, “nedir?” diye bitecek. Örneğin “1933’te kurulan ayakkabı, tekstil, kağıtçılık gibi farklı alanlardaki fabrikaları da bünyesinde toplayan ve aynı zamanda bankacılık faaliyetlerinde bulunan kuruluşun adı nedir?” şeklinde olacak. Aday da bu soru için şık işaretleme yerine “Sümerbank” cevabını yazıp, sonra da kodlayacak.

DOĞRU YAZILAN AMA KODLANAMAYAN

Açık uçlu sorularda adaylar doğru cevabı cevap kağıdının ilgili alanına yazacak ve kodlayacak. Cevap kağıdı değerlendirmesinde kodlanan bilgiler optik okuyucu tarafından okunacak. Doğru yazılan ancak kodlanmayan ya da eksik, yanlış kodlanan cevaplar değerlendirmeye alınmayacak. Bu da kodlamanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Eğer cevabı doğru yazsanız bile kodlama hatası yaparsanız yanlış cevap vermiş sayılacaksınız.

AÇIK UÇLU SORULAR HANGİ TESTLER İÇİN UYGUN

Açık uçlu sorularla ilgili panele katılan Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selahattin Gelbal’a göre “kodlama becerisi gelişen” açık uçlu sorularda başarılı olacak. Genbal, açık uçlu (kısa cevaplı) soruların sıralamada etkisi ile ilgili de şöyle konuşuyor: “Örneğin ‘Matematikte 80 soruda 3 tane kısa cevaplı soru sormak öğrencilerin puanlama sırasını değiştirecek mi?’ diye baktığımızda tüm öğrencilere aynı sistem uygulandığı için sıralamaya nasıl etkisi olacağını uygulamada göreceğiz. Kısa cevaplı soruların toplam soru sayısı içindeki payı yüzde 2-3’lerde. Bu orana da baktığımızda benim beklentim çok fazla etkisi olmayacağına yönelik.”

Bu tür soruların sözel sorular için uygun olmadığına da değinen Gelbal, “Ancak sayısal sorularda öğrencilerin problemi çözme davranışı ölçülebilir. Bu yönden açık uçlu sorular artı bir özellik katacaktır” diyor.

OKUDUĞUNU ANLAMAK ÖNEMLİ OLACAK

Kısa cevaplı soruların yanıtlanmasının kodlama ile yapılacağına da dikkat çeken Genbal, bunun önemini şöyle anlatıyor: “Bu nedenle kısa cevaplı soruların çoktan seçmeli sorulardan en önemli farkının kodlama becerisi gerektirmesi. Örneğin; öğrenci sınavda bir tane (İ) yi (I) veya tam tersi şeklinde kodlarsa cevap bire bir uyuşmadığı için soruyu bildiği halde tam puan alamayacak. Bu da değerlendirme sırasında öğrencinin daha üst düzey özelliğini ölçmeden öteye geçebilir. Kısa cevaplı soruların çoktan seçmeliden bir de şöyle bir farkı olacaktır: Her türlü sınavda okuduğunu anlama var; ancak öğrenci açık uçlu/kısa cevaplı sorularda anladığını yazılı ifade etme becerisini de içerisine katacak. O yüzden okumak çok önemli. Okursa hem anlayabilir hem de yazabilir.”

MUTLAKA SORULARA YANIT VERİN

Fen Bilimleri Eğitim Kurumları Rehberlik Koordinatörü Cihan Yeşilyurt ise açık uçlu soruların zorlayıcı olacağını düşünmediğini belirterek, “Adaylar bu soruların yanıtlarını cevap kağıdına yazıp sonra da kodlayacaklar. Öğrencilerin belki çalışma düzenlerini biraz değiştirmeleri gerekebilir. Daha çok yazarak çalışanlar bu tarz soruları rahatlıkla yanıtlayabilirler” diyor. Yeşilyurt, bu soruların “doğruları götürmeyeceğine” de dikkat çekerek, “Yani aday bu soruları doğru yaparsa puan alacak, yanlış yaparsa puan kaybı olmayacak. Mutlaka bu sorulara yanıt verin. Çünkü yanlış yapsanız da bu sorulardan puan kaybınız olmayacak” diye konuşuyor.

KELİMELERİ DOĞRU ÖĞRENİN, YANLIŞ YAZMAYIN

Uğur Okulları rehberlik uzmanları da ilk kez denenecek bu sorulara adayların doğru cevap verebilmesi için kavram, tanım bilgisini ölçmeye yönelik olacak bu soruları dikkatli analiz etmeleri önerisinde bulunarak, şu uyarılarda bulunuyor: “Öğrencinin, yanıt oluşturan kelimeyi bildiği halde yazım kurallarına uygun olmayan şekilde yazma olasılığı bulunuyor. Örneğin, “İLLÜZYON” teriminin sorulduğu bir soruya “İLÜZYON” olarak kodlama yapıldığı takdirde, öğrenci yanıtı bildiği halde soruyu yanlış yanıtlamış olarak kabul edilecek. Çünkü yazılı cevapta veya kodlamada yapılacak bir hata cevabın yanlış kabul edilmesine neden olacaktır. Öğrencilerin cevabı hem yazarken hem de cevap anahtarına kodlarken yazım yanlışlarına dikkat etmeleri gerekmektedir. Bu sorular, bildikleri konulardan sorulmuş olsa dahi soruyu dikkatlice çözüp kodlamayı da çok dikkatli bir şekilde yapmalı.”

Nesibe Aydın Okulları rehberlik uzmanları da açık uçlu soruların toplam içindeki ağırlığının yüzde 2-3 civarında olacağına değinerek, doğru kodlamanın önemine işaret ediyor: “Doğru kodlanmayan ya da eksik ya da yanlış kodlanan cevaplar değerlendirmeye alınmayacak. Bu da kodlamanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.”

AÇIK UÇLU SORULAR ZAMAN KAYBETTİRECEK Mİ?

LYS’lerde açık uçlu soruları adaylar önce yazacak sonra da cevap kağıdına kodlayacak. Örneğin cevap ‘Embriyo’ ise bunu kutucukların içine yazı ile yaszacak, sonra da doğru harfleri bularak, kutucukların içinde harfleri bularak (bu sayı da olacak) E-M-B-İ-Y-O şeklinde kodlayacak. Bu kodlamada hata yaparsa puan alamayacak. Ayrıca zaman da kaybedecek. Çünkü çoktan seçmeli soruda cevap olarak tek şıkkı işaretleyen öğrenci bu kez bu cevabı hem yazarak, hem de harfleri ya da rakamları arayarak tek tek kodlayacak. Oysa açık uçlu sorulara rağmen LYS’lerde süre değişmedi.

Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve eğitimci Prof. Dr. Yaşar Özden bu soruların öğrencilerin kaygısını artırmayacağını ve zaman kaybettirmeyeceğini söylemenin mümkün olmadığını belirterek, “Bu tür soruları denemeden önce düşünmek gerekiyor” diyor. İstanbul Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Şimşek ise öğrencilerin de öğretmenlerin de bu tür sorulara göre yetişmiş olması gerektiğini ancak bunun olmadığını belirtiyor. MEF Üniversitesi Psikoloji bölümü akademisyenleri de açık uçlu sorulara alışkın olmadıkları için bunun sınav kaygısını artıracağını vurguluyor.