Temel liseler okul mu dershane mi?



Dersanelerin temel liseye dönüşmesi ile bu liselerde okuyan öğrenci sayısı 214 bin 551'e ulaştı. İyi liseleri kazanan öğrenciler iyi bir üniversiteye gidebilmek için kazandıkları okulları bırakıp temel liselere kayıt yaptırdı! 'Sınav odaklı' bu okullarla ilgili öğrencilerin itirazları var ancak veliler memnun görünüyor...

Dört yıl önce, dershanelerin kapatılıp 'temel lise'ye dönüşmesi ile beraber devlet okullarından bu liselere bir 'öğrenci göçü' başladı. 'Dershane' tabelaları yerine 'temel lise' tabelaları asılsa da aynı apartmanlarda, aynı öğretmenlerle eğitime devam edildi. Bu dönüşümle birlikte temel liseler sadece sınava hazırlık konularını değil, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) ortaöğretim müfredatını işlemeye başladı.

MEB'in 2016-2017 eğitim-öğretim yılı istatistiklerine göre Türkiye'de halen 1.007 temel lise var. Buralarda çalışan öğretmen sayısı 19 bin 928, öğrenci sayısı ise 214 bin 551. Temel liselerin öğrenci sayısı tüm özel liselerin toplam öğrenci sayısı içinde hatırı sayılır bir orana sahip. Özel liselere giden öğrencilerin yüzde 42'sini temel lise öğrencileri oluşturuyor. MEB, bu kurumların 2018-2019 eğitim yılının sonunda bahçeli, derslik ve sosyal alanları okul standartlarına uygun binalara geçerek, özel okula dönüşmesini şart koştu.

Eğitim Reformu Girişimi araştırmacısı Umay Aktaş Salman'ın yazısına göre, temel liseler sınav odaklı eğitim sisteminin öğrenciler üzerinde yarattığı baskının en net görüldüğü okul türlerinden ve sınav sisteminin de eğitimi nasıl şekillendirdiğinin kanıtı.

Kazandığı Anadolu lisesi kalabalık olduğu için ailesinin yönlendirmesiyle temel liseye başlayan 11. sınıf öğrencisi Barış Aktaş ise meselenin temel lise ya da başka bir okul türü olmadığını, sorunun eğitim sisteminden kaynaklandığını belirtiyor. Aktaş, "Hangi liseye gidersen git son iki sene sınava hazırlıkla geçiyor. Sistemin en kötü yanı, 12. sınıfta hayata dair bir şey yaşayamıyorsun. Hayatının bir senesini veriyorsun. Sistem baştan yanlış, yeteneğimiz neyse onu okumalıydık. Her öğrenci ilgi ve yeteneğine göre eğitim alabilmeli, ona göre üniversiteyi hedeflemeli. Bizde herkes istese de istemese de aynı sınavdan geçiyor" şeklinde konuşuyor.

'TEST ÇÖZEYİM YETER'

Okul türü fark etmiyor, özellikle 11 ve 12. sınıfa gelmiş öğrencilerin ortak kaygısı sınav. Sevda Bektaş da Anadolu imam-hatip lisesinden Sentez Temel Lisesi'ne geçmiş: "Kuran-ı Kerim ve Arapça derslerini de seviyordum ama sınavda çıkmayacak ki. Diş hekimi olmak istiyorum. Temel liselerin fiziki koşullarına da odaklanmıyorum. Boş vaktim olsun, test çözeyim yeter. Buna mecburuz rakiplerimiz var. Hem imam-hatip lisesine hem üniversiteye hazırlık kursuna bir arada gitmek çok zorlayacaktı. Onun için böyle bir tercih yaptım. Memnunum."

VELİLER MEMNUN: OKUL VE DERSANE MASRAFI BİRLEŞMİŞ OLDU

Aileler ise sınıfların ortalama 15 kişi olmasını, çocuklarının okuldan sonra bir de kursa gitmeyecek olmasını avantaj olarak görüyor. Eskişehir'den veli Z.İ. "Oğlum, haftada iki gün özel ders alıyor. Hafta içi her gün ve cumartesi de öğleye kadar temel liseye gidiyor. Derslerden sonra etüt, cumartesi günleri de deneme sınavı var. Yoğun ama hepsini okula gittiğinde hallediyor. Rehberlik hizmetinden de memnunum" diyor.

Yazının tamamı için tıklayın.